Pickpocket

Pickpocket - Bir Türk Metalcore Grubu



Bu grup ile tanışmam 2009 Haziran ayında internetim olmadığı ve hep aynı müzikleri dinlemekten sıkıldığım için biraz radyo dinlemeye karar verdiğimde oldu. Kanal kanal gezerken bir radyoda 'Ozzy ile Türkçe Rock' programını duydum. Oh be farklı bir şey dinleceğim sonunda. Dedim kendi kendime. Programın o haftaki konuğu Pickpocket grubuydu. Adını daha önce hiç duymamıştım ama yeni gruplara her zaman açıktım. Sandalyeme bir yastık koyup onun üzerine oturdum (eh 2-3 saat aynı şekilde sert bir zeminde oturunca oturduğunuz bölge ağrıyor haliyle ) ayaklarımı masanın üzerine uzatıp radyoyu dinlemeye başladım. Hoş bir sohbet, ara ara güzel espiriler ile yayın gayet güzel gidiyordu. Sonra bir grubun bir parçasını çaldılar. İsmi Vazgeç'ti parçanın, ben o zamanlar ağır türde pek müzik dinlemediğim için Adamda ne ses varmış yahu. dedim kendi kendime. O zamanlar internetim olmadığı ve tvlerde-radyolarda güzel rock-metal müzikler çalmadığı için Türkçe Rock dinlemek zorunda kalmıştım. Başta güzel gelse de zamanla beni çok sıktı. Hep aynı şarkılar yani. 3-5 Metallica şarkısı vardı onlarda çok ilgimi çekmiyordu. Ama programdaki şarkı bayağı hoşuma gitmişti. Aslında şarkıyı pek anladığımı söyleyemem ilk dinleyişte, çünkü o zamana kadar pek ağır müzik dinlemediğim ve radyonun cızırtılı olması nedeni ile sözleri anlamamıştım pek ama çok hoşuma gitmişti parça. Programda bir çok şey konuşuldu grubun adı konusuna gelindiğinde Dj'in Neden Pickpocket? dediğini hatırlıyorum. Aslında o konuda bir tek bunu hatırlıyorum. Forumlarında da araştırdım fakat isim hakkında pek bilgi bulamadım ancak bulduğumda ekleyeceğim onu da.
Benim grupla tanışmam bu şekilde oldu işte, can sıkıntı içinde dinlecek müzik ararken bir radyo yayınına rastladım ve gerçekten güzel, kaliteli müzik yapan ve bizleri yada beni diyelim Kral Tv müzikinden kurtaracak bir grup buldum. O programın üzerinden uzun zaman geçtiği için sohbet konularını tam hatırlayamıyorum kusura bakmayın artık. Daha fazla şey yazmak isterdim o konuda ama hafıza işte ne yaparsın..
Türk müzik grupları arasında böyle gruplara sık rastlanmaz varsa bile güzel müzik yapamadığı görüşüne varılır. Pentagram'ı bir kaç defa dinleme fırsatım oldu bir zamanlar yükselmişler hem ülkemizde hemde ülkemiz dışında ama son yıllarda onları da göremiyoruz pek. Türk Rock müzikinde bu yıllarda göze çarpan bir isim var o da maNga grubu.
Arkadaşlarla bazen bu konularda konuşuruz 4 kişilik bir grup halinde takılıyoruz ve hepimiz gitar çalabiliyoruz bir kaç kişi hala kursa gidiyor tabi. Muhabbet konumuz Türk Metal-Rock müzik olunca koyu bir Metalci arkadaşımıza soruyorum Neden Türk Metal-Rock dinlemiyorsun? aldığım cevap şu maNga kendini aşmış son albümüyle evet ama Türkler Metal yapma özürlü.. Gülüp geçtiğim bir yorum yinede çok iyi Metal müzik yaptığımız söylenemez. Ama katıldığımı da söyleyemem. Neyse konuyu çok dağıttım.
Gerçekten Türk Metal müzik grupları arasında son yıllarda ışığı parlayan bir grup Pickpocket. Artık Pentagram'ın adının fazla geçmediğini de düşünürsek sanırım en göze çarpan isim Çilekeş grubu oluyor(maNga'yı saymıyoruz tabi). Ardından da Pickpocket'ın gelmesi gerek bence.

Pickpocket Ntv Röportajı demiş ki:

İSTANBUL - Pickpocket, yaş ortalaması yirmilerin başında bir grup olabilir. Ama eğer onları sırf gençlikleri yüzünden hafife almaya kalkarsanız grupça “Kork benden” şarkılarını söyleyemeye başlayabilirler. Kabul etmek lazım ki onların ilk bakışta korkulacak bir yanı yok gibi. Ama damarlarına bastınız mı ne olacağı belli olmuyor. Kendi deyimleriyle onlar da kendi üzerlerine düşeni yapıyorlar ve düşünmeye davet ediyorlar. Türklüğü, yabancılaşmayı, özenilen hayatları ve kimlikleri...

Programın ilerleyen dakikalarında grubun diğer parçalarını da çaldılar. Seslerinden gerçekten etkilenmiştim, aslında vokalin sesinden. Tabi bu zamanla normal gelmeye başladı gözüme ama ilk dinleyişte anlamasam bile şarkılar ve müzik tarzı hoşuma gitmişti grubun. Tarzlarından konu açılmışken grubun davulcusunun o konuda forumlarından gelen bir soruya olan cevabını da hemen burada paylaşayım.

Emir;
Tarzımızı aldığımız demeyelim de etkilendiğimiz gruplar diyelim, cok değişik gruplar olabiliyor ve tabiki bunları aynı zamanda dinlediğimiz gruplar kategorisinde de sayabiliriz.
as i lay dying, lamb of god, saosin, alexis on fire, unjust, spoken, strata, 36 crazy fists, underoath, every time i die, story of the year vs vs bu liste uzar gider.
müziğimizi belli bir tarza sokmayı sevmiyoruz ama illa ki bir isim isteyenlere de post hardcore diyoruz.
teşekkürler.

Eh radyo yayını hakkında yukarıda fazla bir şey hatırlayamadığımı belirtmiştim. Grup hakkında bir kaç yorum daha yapabilirim. Ama önce grubumuzun üyelerini tanıtayım. Ve grup hakkında biraz daha bilgi verelim.

Pickpocket Biyografi demiş ki:

Pickpocket 2000 yılının Haziran ayında Barbaros Özoktar ve Onur Özgönül tarafından Kadıköy’de kuruldu. Müzik hayatlarına yabancı grupların cover parçalarıyla başlayan Pickpocket, kurulduktan 1 sene sonra Kaan Yayla’yı gruba dahil ederek beste çalışmalarına başladı. 2 sene boyunca birbirinden farklı underground barlar ve konser salonlarında sahne alan grup, 2003 yılının Ocak ayında “Kurban” grubunun solisti Deniz Yılmaz’ın stüdyosunda kaydettiği “Just wait for me” parçası ile Roxy müzik yarışmasına katıldı. Pickpocket, o yıl 8.si düzenlenen “Efes Dark Müzik Günleri”nde, hem birincilik ödülünü, hem de 5 bine yakın tüketicinin oylarıyla belirlenen “Efes Dark Özel Ödülü”nü, oyların yüzde 63’ünü toplayarak kazandı. Pickpocket “Roxy Müzik Günleri”nden sonra birçok konser, festival, TV ve radyo programlarında yer aldı.

Roxy yarışması ile birlikte beste çalışmalarına hız veren Pickpocket, ilk önce davula Emir Celt’i, daha sonra ise bas gitara Muratay Özkan’ı alarak yoluna bu kadro ile devam etmeye karar verdi. 2004 yılının sonlarına kadar müziklerini İngilizce sözlerle icra eden grup, o günlerde yaptığı “İlk” adlı Türkçe parçayla ilgi çekmeyi başardı. Yaptıkları ilk Türkçe parçanın bu kadar olumlu tepki alması üzerine, bu şekilde daha geniş kitlelere ulaşabiliceğini düşünen Pickpocket, yoluna Türkçe sözlerle devam etmeye karar verdi. 2 sene boyunca sayısız konser organizasyonun da yer alan grup, özellikle sahnedeki duruşu ve performansı ile ilgi çekmeyi başardı.

2006 yılında bestelerini bir albümde toplamaya karar veren Pickpocket, “Müzikotek” firması ile yayım anlaşması yaparak bu yöndeki ilk adımını attı. Dağhan Baydur aracılığı ile bir çok iyi müzisyen ve yapımcı ile konuşma ve tanışma fırsatı bulan grup, 2007 yılının Ocak ayında “Virus Production” ile anlaşarak albüm kayıtlarına başladı. Martin Cru Spencer ve Ümit Kuzer prodüktörlüğünde “Marşandiz, Kendi ve Virüs Stüdyoları”nda kaydedilen albümün kayıt süreci 1 yıl sürdü. Bu süreç içinde konser vermekten kaçınan grup, bütün dikkatini albüm kayıtlarına vererek “Hayalle Gerçek Arasında” adlı ilk albümünü tamamladı. Dağıtımı İrem Records tarafından gerçekleşecek olan, 10 Türkçe şarkıdan oluşan albüm, enerjik alt yapısı ile daha piyasaya çıkmadan dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. İlk klibini “Kork Benden” adlı parçasına çekecek olan grup, 14 Nisan 2008’de “Hayalle Gerçek Arasında” albümünü piyasaya çıkararak 2008 yılını oldukça hızlı ve hareketli geçirmeye hazırlanıyor.

Kendim yazmak istedim aslında biyografi gibi bir şey ama yapamadım sanırım. Alıntı yapmak en makul olanı gibi göründü gözüme.


Onur Özgönül: Grubun vokalisti (nasıl o kadar bağırabildiğine ilk dinleyişimde çok şaşırmıştım ) Kendisi hakkında pek bir bilgim yok o yüzden forumlarından alıntı yapacağım.

Pickpocket Fan demiş ki:

Onur ÖZGÖNÜL
->17 ocak 1985 İstanbul doğumlu
->Sakarya Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldu.
->En sevdiği grup Everytime i die. Bunun dışındada Underoath, Saosin, Spoken,As i lay dying,tool,Anberlin,18 visions ,Poison the well severek dinlediği gruplar arasında.Farklı müzik tarzlarını da severek dinliyor örneğin Mattafix atmoshere sage francis justice...
->Özel zevkleri Futbol, Hacky sack yıldız adlı basketbol oyunu, sinema, Football Manager oynamak ,yürümek ve son olarak Futbol
->Tuttuğu takım Fenerbahçe (çok koyuu)
->En sevdiği yemekler lazanya, biber dolması, barbunya ve pirzola.
->Yakında Muratay'la ev arkadaşı olacaklar ( hatta oldular bile)

Barbaros Özoktar: Grubun kurucularından biri ve gitarda işini iyi yapıyor diyebilirim. Bunun dışında çok bilgim yok aslında.

Pickpocket Fan demiş ki:

Barbaros Özoktar

->9 Ağustos 1985 İstanbul dogumlu.Halen Kadir Has Üniversitesi Uluslararasi Finans bölümünde okuyor.
->Kulağına hoş gelen her türlü müziği dinlemek hosuna gidiyor ( blues , caz , metal).
->En büyük hobisi evde gitar calmak, ps3 oynamak ve kedisi ile zaman geçirmek.
->Favori yemeği mantı.
->Ve çok koyu Galatasaraylı

Kaan Yayla: Grubun ikinci gitaristi ve o da güzel çalıyor diyebilirim. Ve üzgünüm onun hakkında da pek bilgim yok alıntı yapmak mecburiyetindeyim.

Pickpocket Fan demiş ki:

Kaan Yayla

->1 ekim 1984 yılında İstanbul'da doğdu.
->Mimar Sinan Üniversitesi Restorasyon bölümü mezunu.
->Post hardcore ve metal hardcore § experimental tarzi grupları dinliyor ( örnegin: the bled , everytime i die , as i lay dying , norma jean , sounds of animals fighting , underoath).
->Futbol ile fazla ilgilenmiyor ama sorana Fenerliyim diyor.
->Patlıcanın olduğu her yemek favori yemeği.
->Emo değil aslinda pis bir metalci saclarını hayranı olduğu refused ' un vokalisti Dennis Lyxzen'den esinlenerek oluşturmuş.
->En sevdiği içki: Şisesinden kavrayarak ictiği Jack Daniels.

Emir Çelt: Grubun davulcusu, Onur ve Barbaros onu başka bir grupta çalarken görmüş ve çalışını beğenmişler (radyo da geçmişti bu) daha sonra Emir'de Pickpocket'a katılmaya sıcak bakınca grubun dördüncü üyesi olmuş.

Pickpocket Fan demiş ki:

Emir Çelt

->1984 İstanbul doğumlu.
->Marmara Üniversitesinden mezun oldu.
->Davulla ilk 10 yaşında tanıştı.
->Kadıköy Hiphop'dan yaklaşık 1.5 sene ders aldı. 2003 yilinda Joker müziğin düzenlediği yarışmada 1. oldu.
->Her türlü müziği dinliyor. Jazz, Klasik, Pop, Rock, Metal, hi. farketmiyor .
->Zeytinyağlılar favori yemekleri.
->Özel zevkleri arasında fotoğrafcılık ilk sırada ( albüm fotoğraf cekimlerinde konserlerde Emir elinden fotoğraf makinesini düşürmez )

Emir'e Neden Bateri? diye sorulduğunda şöyle cevap vermiş onu da paylaşayım.

Neden bateri...güzel soru...
ilk okulda başladı merakım...yani nerden baksanız 13 14 sene evel. müzik dinlerken hep davul calıyormuş gibi yapardım hani kimi şarkı söyler kimi gitar çalıyormuş gibi yapar, öyle birşey...
ilerleyen zaman içersinde ilgim git gide arttı kendi kendime çabaladım lise yıllarımda ders aldım nota öğrendim sürekli çalıştım kendimi geliştirdim.
çeşitli gruplarla çaldım, jazz'dan metale klasikten elektroniğe cok farklı tarzlarda sürekli müzik dinledim halen de dinliyorum.. ortaokulda falan dalga geçerlerdi benimle gece de kulaklıklarla mı uyuyorsun kulaklıklarla mı dogdun diye...
ama müziği etrafımdaki cogu insan müziği sırf dinlemiş olmak, etrafına gösteriş yapmak bi tarz sahibi olabilmek için dinlerken ben müziği ders dinler gibi dinliyordum.her davulcuyu her tarzı dikkatle inceledim merak ettiğim çıkaramadığım ritmleri atakları ona buna sorup mp3 playerda yavaslatarak calıstım cıkardım gel zaman git zaman iyi kötü bir tarzım oldu ve kendimi ilerlettim.
Davula başlayan, ilgi duyan herkese (aslında sırf davula değil bunu herkes üstüne alınabilir) tavsiyem şu olacaktır ki belli bir tarza takılmayın ne kadar cok tarz müzik dinlerseniz o kadar ufkunuz kültürünüz gelişir..
harddiskimde 4500'ü aşkın mp3 var..bunların içinde metal rock reggie klasik müzik jazz avantgarde elektronik hiphop pop rnb dub türk müziği ve bir sürü farklı tarz var.
Günlük çalışma saati olaraksa belli bir sayı veremiyeceğim çünkü herzaman malesef ki çalışma imkanı olmuyor.ayrıca profesyonel olmadan once kac saat calısıyordun demişsin profesyonel olduktan sonra calısmayı bırakabiliriz mi sanıyorsun
ben hala kendimi bir cok konuda yetersiz görüyorum.çalışmaya devam ediyorum fırsat bulursam günde en az 4 saat çalışıyorum çalışamıyorsam müzik dinliyorum ama dediğim gibi ders dinler gibi....

herneyse cok uzattım sanırım....
herhangi bir konuda tavsiye bilgi vs. ihtiyacınız olursa bana ve grup arkadaslarıma sormaktan cekinmeyiz arkadaslar...bu ülkenın güzel müzisyenlere ihtiyacı var.herkes birbirine destek olsun ki bu ülkeyi kalitesiz zevksiz müzikten, kral tv müziğinden kurtaralım...
sevgiler...
Emir.

Muratay Özkan: Grubun beşinci ve son üyesi. Bas Gitar çalıyor ve (yine) gayet de iyi.

Pickpocket Fan demiş ki:

Muratay Özkan

->13 Mayıs 1983 Almanya doğumlu.
->Şu anda Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar bölümünde % 100 burslu olarak okuyor.
->Hobileri atv ile gezmek,arabayla uzun yola gitmek, kumsalda bayılırcasına uyumak, cok kalabalık olmayan sakin yerlerde vakit geçirmek, alakasiz anlarda aklına gelip bas gitar çalmak, bilgisayar oyunları özellikle de rpg tarzı olanlar, futbol, tavla, aksiyon filmleri izlemek.
->Besiktaş'ı tutuyor sebebi ise sadece siyah ve beyazi çok sevmesi.
->Müzik yaparken önce gitarla basliyor daha sonra bas gitara dönüyor eğer tersini yaparsa icinden çıkılmaz bir karmaşa oluyor.
->Metal ve metalcore müziği seviyor
->Tavuk ve patlıcana hayır diyemiyor.

Böylece grup üyelerini de tanıtmış olduk.. Yazımın sonuna geldiğimi zannediyorum artık söylecek başka bir şeyim kalmadı. Son olarak da güzel müzik yapan geleceği parlak olabilecek gençler. Ama sanırım ilk albümleri çok ilgi çekmedi. Ya da tanıtılmadı yinede ilk albümleri güzeldi. Bu yılın kış aylarında ikinci albümlerini çıkartacaklarmış sanırım. Ben kendi adıma merakla bekliyorum albümlerini. Güzel olacağını tahmin ediyorum.

İlk albümleri; Hayalle Gerçek Arasında

1- Hayalle Gerçek Arasında
2- İlk
3- Karanlığı Beklerken
4- Kork Benden
5- Ne Fark Eder
6- Özgürlük
7- Rüyalarım
8- Unutamam
9- Son
10- Vazgeç

Umarım beğenilir çünkü sevdiğim gruplardan biridir Pickpocket.
Not: Bazı yerlerde alıntı yapmadım gözüme çok alıntı var gibi göründü o yüzden italik şekilde yazdım.





Kaynak:http://www.pickpocketfan.com/forum/index.php dan yararlandım