Parapsikoloji
Hoşgeldiniz..Lütfen üye olunuz..
Parapsikoloji
Hoşgeldiniz..Lütfen üye olunuz..
Parapsikoloji
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Parapsikoloji

      ParapsikolojiHoşgeldiniz :
En son ziyaretiniz : Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız : 0

 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kendi Kendine Telkin

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
m_e_akbulut
Alışan
Alışan
m_e_akbulut


Boğa Domuz
Mesaj Sayısı : 212
Bükme Gücü : -4
Kayıt tarihi : 24/04/10
Yaş : 28
Nerden : gelip nereye gidiyoruz...

Kendi Kendine Telkin Empty
MesajKonu: Kendi Kendine Telkin   Kendi Kendine Telkin Icon_minitimeÇarş. Haz. 30, 2010 8:26 pm

KENDİ KENDİNE TELKİN
(OTO - İPNOZ)
Sevgili okuyucular, bu bölümümüzde "Duyular Dışı Algı¬lamalar" ve "Parapsikoloji"nin en önemli konularından birini ele alıyoruz.
TELKİN BİLİM
Başlıktan da anlaşılacağı üzere telkin başlı başına bilimsel bir araştırma konusudur. Telkinden amaç şuuraltına bir takım emirlerin verilmesidir. Şuuraltının özelliğinden dolayı, şuural¬tımıza iletilen hemen hemen her emir çok kısa bir sürede fiziğe yansır ve verilen emir şuuraltı tarafından derhal yerine getirilir.
İnsan doğasının bu mucizevi özelliğini uzun yıllar önce farkeden çeşitli ülkelerdeki birçok araştırmacı, telkin üzerinde önemli çalışmalar gerçekleştirmiştir. Yapılan deneysel çalışma¬lar, bu alanda önemli başarılan insanlığa kazandırırken, aynı /.amanda insan doğasının sırlarına da yeni bir bakış açısını be¬raberinde getirmiştir.
Derin bir gevşemenin sonucunda ulaşılabilen ipnotik şuur hali içindeyken şuuraltına iletilen emirler, hem parapsişik alan¬da kullanılmış, hem de eğitimden tıp alanına kadar çok çeşitli
alanlarda insan yaşamına büyük yenilikler getirmiştir. Örneğin Bulgaristan'da Lozanov bu metotla öğrenim süresinin 50 kat kısaltılabileceğini gözler önüne sermiştir. Tıp alanındaki başa-rılar da, tahminlerin bile sınırlarını aşacak boyutlara ulaşmıştır. Şu anda başta morfinsiz diş çekiminden, çeşitli ağrıları ve psi-kosomatik kökenli hastalıkları tedavi etmede "Telkin ve İp¬noz" yaygın olarak kullanılmaktadır.
"Telkin ve İpnoz"un kullanım alanları günümüzde iyice gelişmiş ve Psikoloji, Pedegoji gibi bilimsel alanlar başta ol¬mak üzere çok çeşitli alanlara kadar girmiştir. Halen dünyanın birçok ülkesinde resmi makamlarca ve hatta askeri alanlarda da kullanılmaktadır.
2000'li yılların son günlerinde tüm dünyaca önemi farke-dilen "Telkin ve İpnoz" konusu çok eski çağlardan beri inisıya-tik, ezoterik, felsefi, dini ve her türlü mistik çalışmalarda da et¬kin bir şekilde kullanılmaktaydı. Zaten günümüzdeki modern üniversitelerin laboratuvarlarında kullanılan yöntemlerin temel perensipleri, yöntem ve kurallarının çoğu eski gizli bilgilere dayanır. Temel metotlar hiç bir zaman değişmemiştir.
TELKİN VE ŞUURALTI İLİŞKİSİ
Her insan telkin alma ve telkin verme yeteneğine sahiptir. Çünkü her insanın "şuuarltı mekanizması" aynı perensipler doğrultusunda çalışır. Telkine en müsait durum şuuraltının or¬taya çıktığı derin gevşeme halidir. Bu nedenle ipnoza alınacak kişi derin bir gevşeme haline getirilir.
İpnoz normal bir uyku değildir. Uyku ile uyanıklık arasın¬daki bir şuur halidir. İpnotize edilen kişi, normal uykudaki gibi rüya görmez. Zihni ipnotizöre bağlıdır. Konuşabilir... Muhake¬me eder... Hisseder... Ve ipnotizörden gelen emirleri kendi iste¬mi dışında yerine getirir... Şuuraltına bir takım emirler sadece ipnozdayken yani uy¬ku ile uyanıklık arasındaki gevşemiş bir şuur hali içindeyken yollanmaz. Normal günlük şuurumuzdayken de yollanabilir. Zaten günlük yaşantımızda böyle emirleri bizler farkında ol¬madan sürekli olarak şuuraltımıza yollarız. Fakat bu emirler direkt şuuraltına gitmediği için % 100 etkide bulunmazlar. Bu emirler önce normal şuurumuza gidip belli bir oranda süzül¬dükten sonra şuuraltımıza gittikleri için, bu telkinlerin etkileri, ipnoz altındaki telkinlere oranla daha az olur. Ve hatta bazen hiç olmayabilir.
Uyanık haldeyken dışarıdan gelen tesirlerin şuuraltımıza gitmesini sağlayan en önemli etken, o emrin birçok kez tekrar edilmesidir. Uyanıkken şuuarltına telkin yollamanın başka yol¬ları da vardır. Bunların bir kısmını bazı reklamcılar kullanmış¬lardır. Bu amaçla yurtdışında yapılan bir Cola reklamını birço¬ğumuz duyınuşusuzdur. Sinemalarda gösterilen bir reklam fil¬minde gözün göremeyeceği kadar kısa bir sürede "Coca Cola içiniz" telkini görüntülü olarak verilmiştir. Gözün göremeye¬ceği kadar kısa bir arada geçen bu telkinsel imaj hiç bir seyirci tarafından algılanamamıştır. Ancak filmin 5 dakika arasında, seyircilerin Coca Cola tüketiminde büyük bir artış gösterdik¬leri tespit edilmiştir. Daha sonra bu tekniğin reklamlarda kulla¬nılması yasaklanmıştır.
Kısaca toparlayacak olursak, telkin: Şuuarltına bilgi ve iş¬lek gönderme metodudur. Ve bu en kolay olarak telkinlerin ra¬hatlıkla şuuraltına gidebileceği uyku ile uyanıklık arasındaki gevşemiş bir şuur hali içerisinde gerçekleştirilir.
Şuuraltının en önemli bir başka özelliği de hiç bir konuda, hiç bir şekilde muhakeme ve mantık yürütmeden çalışmasıdır. Yani ne gelirse onu alır. İyidir, kötüdür gibi bir ayrım asla gös-lermez. Bu nedenle ipnoz çalışmaları yapan ipnotizörlerc çok hiiyük bir sorumluluk düşmektedir. Çünkü ipnoza alınan bir kimseye isteğinin dışında birçok şey yaptırılabilir.
DÜŞÜNCENİN GÜCÜ VE TELKİN
Telkinin gücü, psişik mahiyetli düşünce enerjisinden kay¬naklanır. Telkin yollamak demek, yoğun bir düşünce enerjisi yollamak demektir. Düşünce enerjisinin telekinetik etkileri üzerinde daha sonra ayrıntılarıyla duracağız. Ancak şimdi dü¬şünce enerjisi ile insanlar üzerinde nasıl etkilerde bulunulabile-ceğini bizzat sizin de deneyerek görebileceğiniz bir kaç pratik uygulamadan bahsetmek istiyoruz:
Deney 1
Otobüste, sinemada ya da çalıştığınız ofiste sırtları size dönük durumda bulunan kişilerden birini seçin. O kişinin başı¬nın arkasına konsantre olun. Ve o kişinin geriye dönerek size bakmasını yoğun olarak düşünün ve isteğin... Bunu zihninizde canlandırın... En geç 60 - 90 saniye içinde seçtiğiniz kişinin geriye dönerek size bakacağına ya da ensesini kaşıyacağına şa¬hit olacaksınız.
Adeta küçük bir oyuna benzeyen bu deneyle, insanlar üze¬rinde düşünce gücü sayesinde telkine dayalı nasıl bir etki mey¬dana getirilebildiği görülebilir.
Deney 2
Bu deney için en az 6-7 kişiye ihtiyaç vardır. Bir aile top¬lantısı ya da arkadaşlarınızla beraber olduğunuz bir ortamda bu deneyi gerçekleştirebilirsiniz. Yapacağınız deneye katılanlara bir psi deneyi yapacağınızı söylemeniz mutlaka gerekli değil¬dir. Olayı bir toplantı oyunu olarak da sunabilirsiniz. Ancak deneyin ne şekilde gerçekleştirileceğini önceden herkese anla¬tın.
Odada bulunanlardan bir kişiyi kura yolu ile belirledikten sonra dışarıya çıkmasını isteyin. Odada konuşulanları duyınamaması için gerekli önlemleri alın. Geride kalanlar dışarıya çı¬kan kişinin odaya döndüğünde içgüdüsel olarak yapmasını is¬tedikleri bir iş belirlesinler. Örneğin arkadaşınızın odaya geri dönüşünden sonra masaya doğru yürümesi ve masanın üzerin¬deki vazodan bir çiçek alarak koklaması gibi...
Seçtiğiniz işi belirledikten sonra, en az 2 - 3 dakika boyun¬ca hepiniz o iş üzerine konsantre olarak, arkadaşınızın istekle¬rinizi yerine getirmesini içinizden ona telkin yollamaya başla¬yın. Sadece arkadaşınızı ve yapacağı işi düşünün. Başka bir şe¬yin düşüncenizin konsantrasyonunu bozmamasına özen göste¬rin. Belirlenen süre dolduktan ve içinizden biri arkadaşınızı ge¬ri çağırdığında da konsantrasyonunuza devam edin. Arkadaşı¬nız odaya girdiğinde de konsantrasyonununuzu sürdürün.
Konsantrasyonunuzun gücüne ve telkin verme kabiliyeti¬nizin oranına göre arkadaşınız istenen telkinsel emri yerine ge¬tirecektir. Çalışmanızın başarıya ulaşmasında en önemli etken¬lerden biri de kuşkusuz, seçmiş olduğunuz arkadaşınızın telkin alma hassasiyetidir.
Bu ve buna benzer deneyler telkinin gücünü basit oyunlar¬la insanlara göstermektedir. Ancak bizi asıl ilgilendiren bu kü¬çük oyunlar değil, telkin gücünü kullanarak kendi üzerimizde istemediğimiz alışkanlıklarımızı ya da davranış biçimlerimizi bu yöntemle değiştirebilmektir. Fakat bu tür küçük oyunlar telkin alma ve telkin verme yeteneğinizin gelişmesine büyük oranda yardımcı olur.
KENDİ KENDİNE TELKİN METOTLARI
Kendi kendine telkin metotlarını kullanarak neler elde edi¬lebilir?
1- Her türlü psikosomatik hastalıkların tedavisi.
Mide ülseri, asabi tansiyon, kanser, cinsel soğukluk vs...
2- Psikolojik rahatsızlıklar.
Sebepsiz korkular, fobiler, aşırı sinirlilik, stres, depresyon, obsesyon, posesyon, kekemelik, tikler vs...
3 Her türlü fiziksel ve psikolojik alışkanlıklar.
Sigara, Alkol, Uyuşturucu bağımlılığı vs...
4 İstenmeyen davaranış biçimleri.
Topluluk karşısında konuşamamak, kendini ifadede zorluk, içe dönüklük, utangaçlık vs...
5- Şişmanlık veya zayıflık.
Herhangi bir bilgi ya da fikir, bize onu kabul etmeye mü¬sait bir ruh durumunda olduğumuz zaman daha fazla tesir eder. Örneğin bir hastaya söylenen bir çift olumlu söz, onun sağlı¬ğında bazen gözle görülür büyük bir değişikliğe sebep olabilir. Bunun içindir ki, istenen telkinlerin üzerimizde gerçekleşmesi için öncelikle onları kabul edebilen bir zihin içinde bulunma¬mız gerekir.
Bu yüzden kendi kendine telkin çalışmalarında ön hazırlık oldukça önemlidir. Öncelikle başarısızlık endişesini ve kendi¬nize güvensizliği üstünüzden mutlak surette atmanız gerekir. Bu çok temel ve birinci şarttır.
İkinci şart ise, ilk telkinlere başlamadan önce kendinizde değiştirmek istediğiniz noktalar ve varılmak istenen hedefler hakkında ayrıntılı bir plan hazırlayarak bunları bir yere not et-
menizdir.
Şimdi adım adım ilerleyerek kendi kendine telkin metotla¬rını özet halinde görelim:
ÖN HAZIRLIK
Kendinize telkin edeceğiniz isteklerinizden sadece birini
belirleyiniz.
Kendi kendine telkin çalışmanızda bir teybe ihtiyacınız olacak. Daha önce üzerine herhangi bir kayıt yapılmamış boş bir kaset alın. Kasedin başından 15-20 dakika boş bırakın. Sonra isteğinize bağlı telkinsel cümleleri kaydedin.
Bu telkinsel cümlelerin hazırlanışında dikkat edilmesi gereken önemli ayrıntılar vardır.
1 Kuracağınız cümleler uzun, devrik ve anlaşılması zor
bir üslup taşımamalıdır.
2 Cümleler asla olumsuzluk öğesi taşımamalıdır. Oluştu¬
rulacak cümlelerin tamamı olumlu emirler içirmeli ve kesinlik¬
le olacak olmalı keşke olsa gibi tereddüt içermemelidir. Şimdi¬
ki zaman kurulacak kelimeler için en uygun kalıptır.
Örneğin, "kendine güvensizlik" meselesini ele alalım:
"Kendime güvenmek istiyorum...", "İnşallah bu kendime güvensizlikten kurtulacağım...", "Kendime güvensizliğim ge¬çecek..." gibi cümleler asla kullanılmaması gerekir.
Doğru cümle kalıpları şöyle olmalıdır:
"Kendime güveniyorum..." "Çok rahat konuşuyorum...", "Yaşama güveniyorum...", "içimdeki güç her geçen gün biraz daha artıyor..."
Olması istenen şeyin sanki olmuş gibi tasavvur edilerek cümlelerin kurulması gerekir.
3- Cümle sayıları tekrarca fazla, ancak adetçe mümkün ol¬duğunca az olmalıdır. Telkin çalışmalarında altın kural şudur: Telkini kuvvetli yapan onun tekrarıdır. Aynı cümleyi en az 5 kez tekrarladıktan sonra yeni bir cümleye geçin. En fazla 8-9 farklı kelimeyi 5'er kez tekrarla¬dıktan sonra yeniden ilk baştaki cümlelerinize geri dönün ve bu telkinleri 10 dakika süresince kasedinize kaydedin.
4- Cümleler kendinden emin ve kesin bir üslupla hafif kı¬sık sesle okunmalıdır. Her bir cümlenin arasında en az 3 saniye süre bırakılmalıdır. Kasedinizi kendiniz doldurabileceğiniz gi¬bi bir başkasına da doldurtabilirsiniz.
PATİK UYGULAMA
Bu çalışmanızda başarı elde edebilmek için size daha önce verilen gevşeme egzersizlerini kusursuz uyguluyor olmanız şarttır.
Odanıza geçin ve hazırlamış olduğunuz kasedinizi çalıştırın.. Gözlerinizi yarı kapalı tutarak, parmaklarınızı hafif¬çe bükünüz. Vücudunuzun bütün kaslarını tam bir istirahat ve hareketsizliğe terk ediniz. Pasif bir halin sizi kuşatmasına izin verin. Zihninizi hareketsizlik kelimesine ait imajları canlandır¬maya bırakın. Yani hareketsizlikten başka bir şey düşünmeyin. Uyuşuklukla beraber bir hafiflik hissi sizi yavaş yavaş saracak¬tır.
Gözlerinizi kapayın... Gevşeme metotlarını uygulayarak, derin gevşeme haline ulaşın... Bunun için 15-20 dakikanız var. Bu süre içinde kasedinizin boş kısmı çalışacak. Tam gevşeme haline ulaştığınızda ise, kasedinizdeki telkinler otomatik olarak sizin şuuraltınıza kaydedilmeye başlayacaktır.
Kasedinizin telkinleri sona erdiğinde 1-2 dakika daha gev¬şeme halinde kaldıktan sonra kendinizi yine gevşeme halinden çıkış yöntemlerine uyarak uyandırabilirsiniz.
DİKKATE ALINMASI GEREKEN NOKTALAR
1 İlk başlarda uykuya dalabilirsiniz. Bu normaldir. Çalış¬malarınızı ilerlettikçe, uykuya dalmadan gevşeme halinde kal¬mayı başarabilirsiniz.
2 Şuuraltı, siz onu neye ikna ederseniz, önce onu yapar. Bu çalışmalarla siz şuuraltınızı programlamakta olduğunuzun bilincinde olun. Arzu edilen sonuca ulaşacaksınız...
3 Başarının kaç seanstan sonra geleceği önceden belli de¬ğildir. Bazen görünüşle ufak bir değişme elde etmek için birçok kez seansları tekrar etmek gerektiği halde, bazen çok ça¬buk önemli değişimler elde edilebilir.
4 Genel telkin kurallarına göre pratik ve tekrar, telkinin başarıya ulaşmasını arttırsa da, önceden falan tesir şu kadar za¬
manda, şu kadar tekrarla istenilen sonucu meydana getirecek¬tir, diye kesin bir şey söyleyebilmek mümkün değildir. Kaldıki hemen birkaç seanstan sonra netice elde edilmiyor gibi gö¬rülse de, şuuraltınıza verdiğiniz telkinlerin sonuçları daha son¬ra da ortaya çıkabilir. Çünkü kendi kendinize telkin seanslarını
yaparken, şuuraltınıza bir dizi halinde, bir nevi reaktif enerjikaynaklan bırakıyorsunuz demektir. Bunlar, siz hiç farketmeseniz de içten içe tesirlerine devam ederler. Ve belli bir süre sonra etkileri bir anda ortaya çıkabilir. Bu nedenle hiç bir şey elde edilmiyormuş gibi zannedildiği durumlarda bile telkinleri¬
nizin şuuraltınızda reaktif bir kaynak gibi çalışmakta oldukları¬nı asla unutmayın...
5 Seçmiş olduğunuz belli bir konu üzerinde düzenleyece¬ğiniz seanslarınızın adedi 25'i geçmemelidir. Günde bir kez ol¬mak üzere toplam 25 gün çalıştıktan sonra, o konuyla ilgili telkinsel çalışmalarınızı kesin ve 1 ay bekleyin. Arzu edilen so¬nuç bu 1 ay süresince de elde edilmemişse aynı konu üzerinde
seanslarınıza tekrar başlayabilirsiniz. 25 gün sonra yeniden ça¬lışmanıza 1 ay süresince ara verin. Tüm bu çalışmalarınıza rağmen hala istediğiniz sonuca ulaşamadıysanız o konuyu bı-rakın. Başka bir konu üzerinde telkin çalışmalarınıza devam edebilirsiniz... Çok daha sonraları hatta belki de dört - beş ay
sonra bir anda o ilk isteğiniz, şuuraltınızın derinliklerinden bir yanardağ gibi fışkırarak başarıyı size getirebilir.
6 Acil bir durumda kendinizi istediğiniz hale sokabilmek için, gevşeme haline geçmeden de telkinin gücünden yararla¬nabilirsiniz. Örneğin hiç sevmediğiniz bir ortamda yine hiç sevmediğiniz kişilere karşı bir konuşma yapmak zorunda oldu¬ğunuz bir anda ya da sırf arkadaşınızın hatırı için hiç sevmedi- 61

ğiniz bir filme gitmek zorunda olduğnuzda, üst üste içinizden 40 kez "o kişilerin arasında kendimi çok huzurlu hissediyo¬rum" veya "....'filmine gitmeyi çok istiyorum" diye tekrar
edin.
Bu tür aceleye getirilmiş bir telkinin bile çok büyük yarar¬ları vardır. Mucizevi bir şekilde bunun yararını göreceksiniz. Halk arasında "Kırk defa söylersen gerçeklişir" sözü boşuna söylenmiş bir söz değildir... Deneyin kararınızı siz verin...
HİPNOZ
Kitabımızda "Duyular Dışı Algılamalarımız"ın geliştiril¬mesine yönelik; herkesin kendi kendine uygulayabileceği tek¬nikleri ele aldığımız için, ipnoz konusuna burada çok fazla yer vermiyoruz. Çünkü ipnozda bir başka kişiye ihtiyaç vardır. Ancak yine de ileri ipnoz tekniklerini ele almasak da ipnoz de¬neylerinde bulunmak isteyen okurlarımız için ana başlıklarıyla bazı teknikleri aktarmak istiyorum...
HiPNOZ NEDiR?
Şuuraltına bir takım istek ve emirlerin iletilebilmesi için süjenin yani üstünde çalışma yaptığınız kişinin, derin bir gev¬şeme haline geçirilmesidir. Az önce ele aldığımız kendi kendi¬ne telkin çalışmalarının da temeli.aslında ipnoza dayanır. Nite¬kim Parapsikoloji'de kendi kendine telkin uygulamasına oto-ipnoz adı verilir.
Bir zamanlar ipnozu uygulayıp, pek başarılı olamadığı için vazgeçen Sigmund Freud'un "psiko - analiz" metodu 1980'li yılların başından itibaren; başla ABD, Kanada, Avrupa'nın bir¬çok ülkelerinde özellikle de İngiltere'de yerini geniş bir şekil¬de "ipno - analizce terk etmiştir.
"İpno - analiz" yöntemi, kişideki ruhsal problemin ve sorunun kökenini ortaya kolayalıkla çıkartması bakımından çok faydalıdır. Bu yöntemin uygulanışında, yaşamın hatta geçmiş yaşamların gerilerine doğru gidilerek gerçek sorunu bulup çı¬kartmak ve ona göre telkinler verilmesi mucizevi bir iyileşme meydana getirir. Başka hiç bir metot bu kadar etkili değildir.
Modern dünyanın pisikologları artık günümüzde ipnozun getirdiği olanaklardan alabildiğince yararlanmaktadırlar. An¬cak ne yazık ki, yurdumuzdaki bazı tutucu ve gerici psikiyat-ristler hala eski modası geçmiş yöntemleri ısrarla uygulamaya devam etmektedirler.
Son derece geniş bir kullanım alanı olan ipnoz, bilinçli el¬lerde özellikle psikiyatride de önemli bir fonksiyon görmekte¬dir. Tabii yurdumuzda değil daha çok yurtdışında...
İpnozla hedeflenen şey, telkin edilebilirlik oranının artırıl¬masıdır. Bunun da en kolay yolu, kişiyi derin bir gevşeme hali¬ne sokmaktan geçer. Gevşeme hali aşamalı bir süreçtir. En ba¬sit bir gevşemeden daha derin gevşemeye ve son olarak da transa kadar uzanan bir skala izler. Gevşeme halinin derinliği ipnozdaki başarının da oranını belirler.
İPNOTİK UYKUNUN DERECELERİ
İpnotik uykunun başlıca 4 kademesi vardır:
1 Günlük yaşamımızda sıklıkla görülen kısa süreli dal¬gınlık halleridir.. Buna halk arasında "gözüm daldı" tabiri kul¬lanılır. Kendiliğinden ortaya çıkan hafif bir ipnotik haldir.
2 Hafif Trans: Derin gevşemenin sınırlarındaki bir haldir. Özel gevşeme metotlarıyla elde edillebilen uyku ile uyanıklık arasındaki bir şuur halidir. Solunum ve nabız yavaşlar. Organ¬larda hissizlik ortaya çıkar, a ritmine giriş aşamasıdır. Telkine müsait bir ortam oluşur. Streslerden ve alışkanlıklardan kurtu¬labilmek için yapılacak telkin çalışmaları için yeterli bir gevşemenin sağlandığı aşamadır.
3~ Orta Trans: Derin gevşeme de denir. Vücudun balon gi¬bi şiştiği ve ağırlaştığı hissedilir. Bu ağırlık hissi verilen telkin¬lerle hafiflemeye de dönüşebilir. Vücudunuzun tüm odayı kap¬ladığı hissedilebilir. Bir süre sanki su üstünde yatarmış gibi vü¬cudunuzun hafif hafif sallanmaya başladığı da hissedilebilir. Kendiliğinden imajların ortaya çıktığı derin gevşeme halidir. Geçmişi hatırlamaların ortaya çıkmaya başladığı devredir. Du-rugörü, astral seyahat gibi Duyular Dışı Algılamalar'ın yaşan-masıl bu devrede görülebilir. Verilen telkinlerle süje hiç bir acı hissetmeden diş bile çektirebilir. Anestezik halin rahatlıkla ya-ratılabildiği bir aşamadır.
4- Derin Trans: Tam trans halidir. Genellikle medyomsal irtibat celselerinde kullanılır. Fiziki tam hissizlik ve fiziki tam duyarsızlık halidir. Fizik ile olan duyusal irtibatın tamamen ke¬sildiği bir noktadır. Bu hal içinde spatyom ve spatyomdaki var¬lıklarla irtibata da geçilebilir. Bu trans durumundan çıkan süje yaşadıklarını büyük bir oranda hatırlamaz. Tam trans halinde süjeye verilen tüm telkinler anında süje tarafından yerine geti¬rilir. Şuuraltıyla dirket irtibatın sağlandığı bir aşamadır. Böyle bir transa sokulan süje verilen telkinlerle odada dolaştırılabilir. Ancak o bunun farkında bile değildir. Post - İpnotik telkinlerin verilebildiği bir aşamadır. Post ipnotik telkin, bir anahtar sözcüğün şuuraltına yerleştirilerek, süjenin uyandırıldıktan sonra bu sözcüğü duyduğu an verilen emri içgüdüsel bir itil im¬le yerine getirmesi prensibine dayanan bir yöntemdir.
İPNOTİK KANDIRMACA
"İpnotik ipnoz" ve "Manyetik İpnoz" olmak üzere başlıca iki tür ipnoz çeşidi vardır. Her ikisinin de temeli derin bir gev¬şeme ve telkin prensiplerine dayanır. Ancak derin gevşemeye geçiş yönteminde farklılık vardır. "İpnotik İpnoz"da derin gevseme halinin yaratılması telkinle gerçekleşir. "Manyetik İp-noz"da ise derin gevşeme hali ipnotizörün manyetik paslarıyla gerçekleştirilir. Derin gevşeme hali sağlandıktan sonra uygula¬nan teknikler her ikisinde de aynıdır.
Yurtdışındaki parapsikoloji laboravuarlannda bilimsel çevrelerce çeşitli alanlarda kullanılan ipnoz, maalesef yurdu¬muzdaki bazı kişilerce zaman zaman maddi ve manevi istismar konusu edilmektedir. Böylelikle yurdumuzda dünya literatürü¬ne giren yeni bir ipnoz yöntemi çıkmıştır! Biz buna "ipnotik kandırmaca" diyoruz!... 1998 yılında İnter Strar televizyonuna çıkan Esin Üzer kendisinde manyetik güçlerin bulunduğunu ve bu yolla ipnoz yapmakta olduğunu iddia etmişti. Bu gücünün kanıtı olarak da bir tavuğu ve bir tavşanı bile ipnoz edebilece¬ği iddiasında bulunmuş ve bunu yaptığı bir deneyle ekranlarda göstermişti. Her televizyon programında kendisinin doğaüstü güçleri bulunduğunu iddia eden bu bayan yine insanları kan¬dırmaya çalışmıştır...
Bir zamanlar benim de yönetim kurul üyeliğinde bulundu¬ğum ve daha sonra büyük bir grup halinde istifa ettiğimiz Me¬tapsişik Tetkikler ve İlmi Araştırmalar Derneği'nce 1981 yılın¬da yayınlanan "İpnoz'un Gerçek Yüzü" adlı kitabın 21. sayfa¬sından konuyla ilgili bir paragraf aktarmak istiyorum:
"Ayakları bağlı bir tavuk yere yatırılır da gagasının ucu yönün¬de yere bir tebeşirle bir çizgi çizilirse, tavuk bir süre tamamen hare¬ketsiz kalır. Ayakları çözülse ve uyaran bile yapılsa hayvan hareket¬siz durumunu sürdürür."
Yine aynı kitabın 22. Sayfasının hemen başında ise şu sa-drlar bulunmaktaydı:
"Tavşan sırt üstü yahrılırsa kımıldamadan saatlerce sakin sakin o durumda kalabilir. Oldukça ağrı verici cerrahi müdahelelere bile anesteziye gerek kalmadan dayanabilirler."
O programı seyredenler hatırlayacaklardır... Söz konusu bayan önce tavuğu sonra da tavşanı aynı şekilde hareketsiz bırakmuş ve bunu yapabilmesini de kendisindeki manyetik güce
bağlamıştı!
Oysa ki herkesin yapabileceği bu uygulamanın manyetik güçlerle hiç bir ilgisi yoktur. Bunu tüm ipnozla ilgili kitaplarda görebilmek mümkündür... Konuyla ilgili hiç bir bilgisi olma¬yan Hakan Aygün ise büyük bir şaşkınlıkla olanları izlemiş ve Esin Üzer'i mucizevi bir insan olarak kamuoyuna sunmuştu...
Yine aynı bayan, 1993 yılında da dünyayı cinlerin istila et¬mekte olduğunu ve bu istiladan insanların kendilerini koruya¬bilmeleri için tanesi 5.000.000.- TL'den pazarladığı kolyelerin alınması gerektiğini çevresindeki insanlara empoze etmeye çalışıyordu... Neyse... Biz sözde medyom Esin Uzer'i bir ke¬nara bırakalım...
Yurdumuzda bu konuda böylesine düzeysizlikler yaşan¬makla beraber yine de ipnozu tıp alanında kullanan çok sayıda bilimadamı bulunmaktadır. Bunlardan biri de Diş Hekimi Dr. Sayın Ali Müezzinoğlu'dur. Sayın Müezzinoğlu hem ipnozla diş çekimi ve diş rahatsızlıkların tedavisini hiç bir acı hissettir¬meden gerçekleştirirken, aynı zamanda öğrenim süresini kısal¬tan ipnoz metoduyla öğrenciler üzerinde de çalışmalarını sür¬dürmektedir. İşte bu tür çalışmalar insana biraz da olsa Türki¬ye'nin çağdaş geleceği hakkında umut veriyor...
BASİT BİR İPNOZ DENEYİ
Şimdi herkesin rahatlıkla uygulayabileceği bir ipnoz yön¬temiyle konumuzu toparlayalım...
Bu çalışma için öncelikle bir süje bulmakla işe başlayın. Gönüllü bir süjeyi bulduktan sonra neler yapacaksınız adım
adım bunu görelim:
Çalışmaya başlamadan önce elinizi yüzünüzü sabunla iyi¬ce yıkayın. Mümkünse ılık bir duş alın.
Kimsenin sizi rahatsız etmeyeceği, sessiz bir odaya geçin.
Süjenizin başına ve sırtına yumuşak yastıklardan hazırla¬yacağınız bir döşekle, hafif dik bir pozisyonda yatmasını sağ¬layın. Tam oturmasın ama tam da yatmasın. İkisinin ortasında bir şekilde kanepeye uzansın.
Odanızın ışığını azaltın.
Elinize ışığı mavi kap kağıdıyla örtülmüş küçük bir el feneri alın... Süjenizin göz hizasının biraz üstünde tutarak, mavi ışığa konsantre olmasını isteyin. 2-3 dakika süreyle sadece mavi ışığa baksın ve ondan başka hiç bir şey düşün¬mesin. Mavi ışık süjenizin gözlerinden 30 cm kadar uzakda tutulmalıdır. Bu süre içinde kendisine şu telkinlerde bulun¬maya başlayın:
"Gayet rahat, gayet sakinsiniz... Sizi saran ağırlıklardan kurtulun... Rahatça uzandınız... Vücudunuzda sizi rahatsız e-den bir şey varsa hareket edip düzeltebilirsiniz... Vücudunuzu serbest bırakın... Omuzlarınızı serbest bırakın... Külçe gibi bu koltuğa yığın kendinizi... Gayet rahat ve sakin durumdasınız... Gözlerinizi kapatmak istiyorsunuz ama kapatmayın. Işığa, sadece ışığa bakın... Zihniniz sesime ve ışığa odaklanmış durumda... Asla gözlerinizi kapatmayın... Dikkatlice ışığı göz¬leyin ve sesime konsantre olun... Az sonra gözlerinizi kapatacaksınız... iyice gevşemeye başladınız... Gevşiyor¬sunuz... Üçe kadar sayacağım... Uç deyince gözlerinizi kapatabilirsiniz... Bir... iki... Uç..."
Süjcniz gözlerini kapattıktan sonra 15 saniye kadar susun. Bırakın a ritmi onu sarsın. Bu arada şu telkinlerde bulunun:
"Bacaklarınız, kollarınız, karın ve sırt kaslarınız gev¬şiyor... Yüz kaslarınız, gözlerinizin etrafındaki kaslar gev¬şiyor... Bir gevşeme dalgası sizi kuşatmış durumda... Bu gevşe¬menin sizi sarmasına izin verin... Omuzlarınızı, başınızın yastı¬ğa değen kısımlarını bırakın yığılmasına yatağa serilsinler... Birazdan gözlerinizi açmanızı sizden isteyeceğim... Biliyorum.sizi saran bu gevşeme hali yüzünden gözlerinizi açmak size bü¬yük bir azap gibi geliyor... Ama komutumu bekleyin... Üçe ka¬dar sayıyorum... Uç deyince açın gözlerinizi açacaksınız... Bir... İki... Üç..."
15 saniye hiç bir şey söylemeyin. Mavi ışığınıza bakmaya devam etsin... Bu arada şu telkinlerde bulunun:
"Gözlerinizi büyük bir zorlukla açık tutuyorsunuz. Işık sizi ağır ağır kendinizden geçiriyor... Ona dikkatle bakınız... Tüm dikkatinizi ona yöneltiniz... Işık gittikçe silikleşmeye ve bulanıklaşmaya başladı... Göz kapaklarınız iyice ağırlaştı... Gözlerinizle birlikte tüm vücudunuz ağırlaştı... Kollarınız, bacaklarınız kurşun gibi ağır... Daha çok ağırlaşıyor... Bu ağırlığı gittikçe daha çok hissediyorsunuz. Bu ağırlık tüm vücudunuzu sarıyor... Göz kapaklarınızı açık tutmakta güçlük çekiyorsunuz... Üçe kadar sayacağım ve siz zorlukla açık tut-maya çalıştığınız gözlerinizi büyük bir huzur içinde kapatacak¬sınız... Gözlerinizi kapadığınızda şimdiye kadar hiç olmadık bir huzur ve gevşeme dalgası sizi kuşatacak... Bir... iki... Üç..."
Süjenize 15 saniye telkin vermeden onu kendi haline bıraktıktan sonra size daha önce "kendi kendine gevşeme" metotlarında verdiğimiz nefes alma egzersizlerini süjenize yaptırın ve daha sonra şu telkinlerle ipnoz deneyinize devam e-diniz:
"Gevşiyorsunuz... Gittikçe daha fazla gevşiyorsunuz... Uy¬ku ile uyanıklık arasındaki bir sınırda derin bir şekilde gev¬şiyorsunuz... Gayet rahat, gayet sakinsiniz... Büyük bir huzur içinde gittikçe daha çok, daha çok gevşiyorsunuz... Rahat, sakin ve düzenli olarak nefes alıyorsunuz... Kendinizi içinizden hissedin... Kendinizi içinizden hissedin... Ağır ağır dal-galanıyorsunuz... Kalbiniz sakin ve güçlü olarak atıyor... içinize dolan enerji sizi beşikteymiş gibi sallamaya devam ediyor... Gayet rahat, gayet sakinsiniz... Gevşemenin sizi saran duygusunu hissedin... Gevşemenin verdiği huzuru hissedin... Gevşiyorsunuz... Gittikçe daha çok gevşiyorsunuz... Tüm be¬deniniz bir külçe gibi yığılmış vazivette... Ve siz onu his¬sedemiyorsunuz bile... Kendinizi içinizden hissetmeye devam edin... Bırakın gevşemenin huzuru sizi iyice sarsın... Artık enerjinizin kaynağıyla bir ve bütünsünüz..."
Süjeniz şu anda telkin alma yeteneğiyle orantılı bir gev¬şeme şuuru içinde bulunmakta... Artık isteğiniz doğrultusunda ona bazı telkinlerde bulunabilirsiniz. İlk başlarda ona büyük bir enerjiyle dolu, neşeli bir şekilde kalkacağını telkin edin. Bu onun streslerden büyük bir oranda arınmasını sağlayacaktır. Çalışmalarınız ilerledikçe onu çeşitli alışkanlıklarından kur¬tarabilir ya da eğer varsa psikosomatik kökenli rahatsızlıklarını tedavi etmeye de çalışabilirsiniz. Deneylerinizdeki başarınızı ölçmek için, süjenize bazı telkinlerde bulunarak süjenizin gev¬şemede hangi aşamaya kadar ulaştığnı test edebilirsiniz. Ör¬neğin ondan bir elmayı gözünün önünde canlandırmasını is¬teyin. Eğer bunu başarırsa en az orta dereceye yakın bir transın gerçekleştiğini düşünebilirsiniz.
Süjenizi tekrar uyandırmak için şu yolu izleyin: "Şimdi bir müddet susacağım... Tekrar sesimi duy¬duğunuzda sizi saran bu gevşeme şuurundan yavaş yavaş uzaklaşmaya başlayacaksınız..."
25 - 30 sn kadar sustuktan sonra şu telkinlerle çalışmanızı sona erdirin:
"Derin bir nefes alın ve verin... Gevşeme halinden çık¬maya kendinizi hazırlayın... Tekrar derin bir nefes atın ve ne¬fesinizi verin... Nefesinizi verirken sizi saran gevşeme hali hız¬la verini normal şuurunuza terk etmeye devam edecek... Uyanıyorsunuz... Eski halinize geri dönüyorsunuz... Az sonra sizden göz/erinizi açmanızı isteyeceğim... Yavaş yavaş el¬lerinizi ve ayaklarınızı kıpırdatabilirsiniz... Biraz sonra üçe ka¬dar sayacağım... Uç dediğimde tamamen uyanmış olacaksınız.
Gözlerinizi açtığınızda büyük bir enerji dolmuş vaziyette neşe içinde uyanacak ve ayağa kalkacaksınız... Bütün baskılardan ve streslerden uzak bir yaşam sizi bekliyor... Ayaklarınızı, ba-caklarınızı ve kollarınızı kıpırdatın ve gerin kendinizi... İyice gerin... Boynunuzu ve başınızı oynatın... Bir... iki... Üç..."
Bu tür ipnoz çalışmalarını yaparken, süjenizin şuuraltı her türlü tesiri kabule açık olacağı için, sizin duygu ve düşünce bazında sürekli pozitif bir enerji üretmeniz gerekmektedir. Eğer o gün çok yorgun ya da stresiiyseniz. Kesinlikle süjenizle ipnoz çalışmaları yapmamaya özen gösteriniz.
HERKESE KENDİNİZİ İPNOZ YAPTIRMAYINIZ
Sebebi her ne olursa olsun, kendisini yakından tanı¬madığınız kişilere kendinizi ipnoz ettirmeyin...
Çünkü ipnoz altındayken şuuraltınız açıkta kalmakta ve her türlü tesir kolaylıkla şuuraltımıza girmektedir. İpnoz yap¬tığını söyleyen kişilerin özellikle yurdumuzda bazı gerekli şartlara dikkat etmediklerini üzülerek söylemek zorundayız...
Kaş yapayım derken göz çıkartmak istemiyorsanız ipnoz konusunda titiz davranmanız gerektiğini özellikle söylemek ve sizi bu konuda uyarmak mecburiyetini hissediyoruz...
İpnozun ne kadar ciddi bir uygulama olduğunu bilen siz SINIR ÖTESİ Okurları olarak, buna dikkat ediniz ve çevrenizde¬ki kişileri de bu konuda uyarınız...

Alıntı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kendi Kendine Telkin
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Parapsikoloji :: PARAPSİKOLOJİ :: PARASİKOLOJİ-
Buraya geçin: